"Sahipsiz olan vatanın batması haktır, sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır."

Kurtuluş Savaşı'nın nasıl imkânsızlıklar içinde kazanıldığını, halkın cesaretini, kararlılığını, zorluklar karşısında gösterdiği azmi, verdiği bağımsızlık mücadelesini ölümsüzleştiren İstiklal Marşı'mızın, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilişinin 103. yıl dönümü kutlu olsun.

Bugün üzerinde özgürce yaşadığımız bu topraklar için çok kan dökülmüştür. Bağımsızlık uğrunda bütün halk seferber olmuş; kadın erkek, genç yaşlı demeksizin tüm vatanseverler kanlarının son damlasına kadar varını yoğunu ortaya koymaktan çekinmemişlerdir. Bu vatanseverlerden biri de İslam, Kur'an ve istiklal şairi sıfatlarını üzerinde taşıyan Mehmet Akif'tir.

"Sahipsiz olan vatanın batması haktır, sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır." dizeleriyle vatan müdafaasının önemini dile getiren Akif, Kurtuluş Savaşı'nın başarıya ulaşmasında büyük katkı sağlamıştır.

Milli mücadeleye şair, hatip, seyyah, gazeteci ve siyasetçi olarak katılan ve ülke düşman işgalinden temizlenene kadar çalışmalarına devam eden Akif, mücadelesine İstanbul'un büyük camilerinde verdiği vaazlar ve adı sonradan Sebilürreşad olarak değişen Sırat-ı Müstakim dergisinde kaleme aldığı yazılarla başlamıştır. Zira resmi olarak 19 Mayıs 1919'da başlayan Kurtuluş Savaşı'nın önce fikrî hazırlık safhası gerçekleşmiştir. I. Dünya Savaşı sonunda sözde bir ateşkes antlaşmasıyla İstanbul Hükümeti savaş dışı bırakılınca vatanı düşman işgalinden kurtarma görevi halka düşmüştür. Lâkin halk, gelişmelerden habersiz; ne yapacağını bilemez bir haldedir. Bu nedenle halkı bilinçlendirecek, memleketin içinde bulunduğu durumdan haberdar edecek,  kurtuluş mücadelesi etrafında birleştirecek, içlerindeki vatan sevgisi ve bağımsızlık arzusunu körükleyecek kişilere ihtiyaç duyulmuştur. Bu süreçteki en etkili isimlerden biri Mehmet Akif olmuştur. Zira Akif, halka ve askerlere ümit ve iman aşılama yönünden çok etkili bir hatiptir.

Akif'in vaazları sadece verdiği bölgelerde etkili olmamış; aynı zamanda bu söylevler broşürler haline getirilip binlerce nüsha basılarak ordu mensuplarına, askerlere, valilere, kaymakamlara ve müftülere gönderilmiştir. Vatanın her köşesindeki camilerde, toplantı yerlerinde, kıraathanelerde, kıtalarda yüksek sesle okunmuş; gazetelerde yayımlanıp yaygınlaştırılmıştır.

Akif'in İstiklal Marşı'nı kaleme alması da aynı amaca hizmet etmektedir. Kurtuluş Savaşı'nın imkânsızlıklar içinde devam ettiği ve umudun kaybolmaya başladığı felaket günlerinde Anadolu'da yanan bağımsızlık meşalesini canlı tutmak için bir marş yazılmasına karar verilmiştir. Bunun üzerine Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bir yarışma düzenlenmiştir. Akif büyük bir yüce gönüllülük göstererek yarışmaya isimsiz olarak katılmıştır. Eseri,  halkın duygularına tercüman olması ve Kurtuluş Savaşı sürecini çok iyi yansıtması hasebiyle birinci seçilmiş; 12 Mart 1921'de ise TBMM tarafından milli marş olarak kabul edilmiştir.

Üç cephede verilen zorlu mücadeleler sonunda bağımsızlığı her şeyin üstünde tutan ecdadımızın gayretleriyle Kurtuluş Savaşı başarıyla sonuçlanmış, ülke düşman işgalinden kurtulmuştur. Akif'in dediği gibi "Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın."

Bu vesileyle vatan uğruna canlarını feda eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere istiklal için canla başla mücadele etmiş bir milletin en güçlü sesi olan vatan şairi Mehmet Akif Ersoy'u ve cephede bir destan yazan tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.

      Ruhları şad olsun.

                                                                                                                                     Ali TATLI

                                                                                                                           İl Millî Eğitim Müdürü